Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'ni alkisliyorum

31.01.2009 16:42
avatar  saksu
#1
avatar

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı alkışlıyorum Mehmet Kamis

Önceki gece bütün dünya bir moderatörün ve bir cumhurbaşkanının küstahlığını izledi. Hakemlerin amigoluğa yeltenmesi çok tehlikeli bir süreçtir. Hakem olarak atanan birisinin, en azından görüntüde olsa bile yansız durması gerektiğini söylemeye ihtiyaç yok.

David Ignatius isimli oturum yöneticisinin, konuşmasını bitirmeye çalışan bir ülkenin başbakanının, ısrarla sözünü kesmesi, daha da ileri giderek omuzunu tutup konuşmasını engellemeye çalışması anlaşılır gibi değil. Bu aslında amigoluğu da geçmiş bir küstahlık.

Olayın öncesindeki fotoğrafa bir daha bakmakta yarar var. Başbakan, Brüksel'den henüz yeni dönmüş, ayağının tozuyla Davos'a gitmişti. Brüksel'de Avrupa Birliği'ne tam üyelik konusunda yeni adımlar atılmış, Türkiye bu konudaki kararlılığını bir kez daha göstermişti. Her türlü iç ve dış engellemeye rağmen Türk hükümetinin, ülkesinin Batı standartlarında bir demokrasiye ulaşması için ciddi gayret gösterdiğini söylemek abartı olmaz. Başbakan'ın son Brüksel gezisi de bu kararlılığın çok önemli bir göstergesiydi. Üstelik Türk yargısı da; devlet içerisine kadar uzanan ve yer yer devletin yetkisini kullanarak terör yapanların üzerine gidiyordu. Yani Türkiye, dünya ile entegrasyonda, çağdaş ve demokratik bir ülke olma konusunda çok emin ve kararlı adımlarla ilerliyordu.

Başbakan'ın Davos'ta konuşma yapacağı gün, çok önemli bir operasyon gerçekleştirildi Türkiye'de. El Kaideli olduğu bildirilen 4 kişi İstanbul'da soyguna teşebbüs etmiş, polis birisi ölü olmak üzere teröristleri kıskıvrak yakalamıştı. Türkiye, El Kaide'nin hareket edemediği belki tek İslam ülkesi olmaya devam ediyordu. El Kaide terörüne aman vermiyordu.

Başbakan, Davos'ta yaptığı 12 dakikalık konuşmada çok güzel ve çok dengeli şeyler söyledi. Anti-semitizmin bir insanlık suçu olduğunun da altını çizdi. Ancak 12 dakikalık konuşmadan sonra yapılanlar hakikaten can sıkıcıydı. Bir Türk olarak, bir insan olarak, dünyayı anlamaya çalışan bir gazeteci olarak, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın kendisine yapılan bu küstahlığın altında kalmamasından dolayı onu tebrik ediyorum. Nobel Barış Ödülü almış bir devlet adamı olan Şimon Peres'i ise, İsrail'in yaptığı çocuk katliamını, soykırımı bu kadar pervasız şekilde savunduğu için kınıyorum. David Ignatius'a da, gazeteciliği bırakarak kendisine uygun bir futbol kulübünde amigoluk yapmasını tavsiye ediyorum.

Şunu unutmamak gerekir ki, Türkiye yanı başında olan bütün olaylara karşı hassas davranıyor. Gazze'den önce Gürcistan'daki savaşa bakalım. O savaşta da ilk tepki veren, savaş mağduru halka yardım gönderen ülke Türkiye idi. Gazze halkının Müslüman olması bir yana, Türkiye'nin yanı başındaki bir coğrafyada sivil katliamına tepkisiz kalması nasıl beklenebilir? Ayrıca bu ülkenin halkı; dünyanın neresinde olursa olsun, ister Alaska'da ister Antarktika'da yaşayan çocuklara ve sivillere karşı böylesine hunharca bir saldırı olsa aynı tepkiyi yine gösterirdi. Çok yakın bir zamanda Türk Kızılayı'nın kendisinden binlerce kilometre ötedeki Müslüman olmayan Sri Lanka'da tsunami mağdurlarına nasıl yardıma koştuğu, onlara ibadethane bile yaptırdığı unutulmamalı.

İsrail'in, Türkiye'yi küstürmesinin ne kadar akıllıca bir politika olacağını bir kere daha düşünmesi lazım. Ortadoğu'daki belki de tek müttefiki Türkiye'yi bu kadar hiçe sayması, kanırta kanırta Türkiye'ye rağmen politikalar ortaya koyması ve bunlarda ısrarcı olması uzun vadede kendisi için ciddi riskler taşıyor. İsrail'in Türkiye'yi hiçe sayarak, uluslararası Yahudi lobisine güvenip onu korkutmaya çalışması çok çağdışı bir politika. Türkiye Batı'yı terk edip Doğu'ya yönelmiyor, sadece daha omurgalı duruyor. Türkiye'nin bölgede dominant bir karakter olarak var olmasını engellemek artık çok zor. Hatta artık bunu Tayyip Erdoğan bile istese değiştiremez.
Zaman gazetesi yazari



 Antworten

 Beitrag melden
Bereits Mitglied?
Jetzt anmelden!
Mitglied werden?
Jetzt registrieren!