Cinayetler ve ihanetler takımı!..

Televizyonda maç izlemenin bazen çok büyük yararı var. Ayrıntıları görebiliyorsunuz.. Mesela Mehmet Güven'in oyundan çıkarkenki yüzünü yakından izliyor ve gencecik adamdaki bitişi, tükenişi okuyabiliyorsunuz..
Bir teknik direktör, bir genç adamı kalaşnikofla taramaz tabii. Böyle öldürür.. Cinayeti böyle işler..
Mehmet Güven, Galatasaray'ın gelecekteki en az 10 yılına damga vuracak gençlerden biriydi.. Gerets adlı terminatör, onu ikinci kez bitirdi, 20'li dakikalarda oyundan alarak..
Bre Allahlık adam.. Küme düşme savaşında bir rakiple, hem de kendi sahanda oynuyorsun. Korkaklığın yüzünden rakip sahada savunmaya çekilip gol atamadığın için burada artık kazanman şart. Gollü beraberlik bile rakibe tur atlatır.. Avrupa'dan bir kez daha, beşinci sınıf takımlar önünde sepetlenmişsin. Tarihin en kötü Fener'inden ligde 6 puan geride kalmışsın. Elindeki tek sağlam umut, Türkiye Kupası. En talihli kurayı çekmişsin. Artık Ali Sami Yen'de kazanmaya oynaman gerek.. Hayır.. Ödlek yüreğin yüzünden, sahaya tek forvet, 2 kazma ile çıkıyorsun. Galatasaray'ın orta sahasında oyun kurucu yok, iki savunma adamı var, hücuma bile çıkmayan rakibe dört bek yetmezse, diye.
Gerets efendi.. Gerets efendi?.. Söyler misin, gencecik Mehmet'in günahı ne?. Onu takıma koyan sen değil misin?. Niye koydun, niye alıyorsun, hem de verdiğin görevi başarı ile yaparken.. Ve de bu sezon ikinci kez.. Lig başında da yaptın, bitirdin delikanlıyı.. Baktın hâlâ nefes alıyor, son kurşunu da sıktın..
Galatasaray'ın o harika gençlerinin hepsini perişan, darmadağın ettin aslında..
Cafercan nerde?.. Zafer nerde?.. Aydın, Oğuz, Uğur, Özgürcan, Mülayim nerde?. Arda'yı def ettin, bu yıl istemedin.. O zaman yürekliydi, Özhan'ın dümen suyunda değildi, Adnan Polat sana ve başkana rağmen aldı getirdi.. Onu da tribün eğlencesine çevirdin.. Sen gençlerin katilisin Gerets.. Seri katilsin.. Gençlere yönelik seri cinayetlerin adamısın..
Ödlek olmasan, sahaya adam gibi takım çıkarsan, bu dökülen Fenerbahçe çoktan geride kalmıştı bile.. Adamlar sana geçen yıl şampiyonluğu ikram ettiler. Bu yıl daha da fazlasını yapıyorlar, ama yüreksizliğin, önüne konan kupaları almanı engelliyor.
Erciyes'e karşı savunma takımı çıkaran adamın adının başına "Teknik" lafı konur mu?. Ne tekniği..
Tur gidiyor.. Geri gelmesi için mutlak gol atman lazım.. Kalan dakikalar sayılı.. Oyuna soktuğun adam Cihan.. Anladığın futbol bu.. Seni alıp, mongoloid bir çocuğu koysan kenara böyle yanlış yapmaz.. Sen yapıyorsun.. Galatasaray'ı bitirmeye gelmiş casusun yapmaya utanacaklarını yapıyorsun..
İki yıldır Galatasaray'ın başındasın.. İki yıldır Galatasaray en kritik penaltıları kaçırıyor.. Sen hâlâ bu takıma bir penaltı atıcısı bulamadın?. Bu takımın duran top, hatta taç atıcısı yok.. Antrenmanlarda ne yapıyorsun Gerets?.. Ortada sıçan mı?.. Ortada temiz yer kalmadı ki!..
Sen ne biçim hocasın?. Ne işe yararsın, söyler misin?.
Bu takımın iki yıldır tek eksiği var. Orta sahanın göbeğinde oynayacak oyun kurucu.. Burada oynayacak, harikalar yaratacak gençleri bitirdin. Cafercan, Oğuz ve Zafer yok. Aydın'ı sildin.. Ama dışardan da birini aldıramadın. İstediğin bir başka kazma, İnamoto oldu.. Sen ne biçim teknik direktörsün ki, eksikleri görmez, önlemleri almazsın.
Bu ülkenin en iyi forvetleri, en iyi kanat adamları sende.. Fener ve Beşiktaş'ta kanat adamı nerdeyse hiç yokken.
Bu ülkenin en iyi kalecisi sende..
Bu ülkenin en iyi savunma göbek adamları sende..
Bu ülkenin milli bekleri sende..
Peki takımın oynadığı futbol ne?.. Bu kadrodan bu futbol mu çıkar?.
Takım oyunu yok.. Duran top oyunu yok.. Duran topa vuran yok.. Penaltı dahil.. Bireysel yetenekleri değerlendirme yok.. Fizik kondüsyon yok.. Moral yok.. Takım arkadaşları arasında birlik beraberlik yok. Teknik direktöre güven yok. Hocaları sevme hiç yok.. Ne var?..
Evlad-ı maneviler, Cihan ve İnamoto için gençleri silme, yok etme var.. Kaybedilen maçlar sonunda futbolcuları tribüne hedef gösterip yuhalatma var..
..Ve de en korkuncu..
Böyle bir hoca derhal kulağından tutulup atılacakken, ona iki arada, bir derede bir yıllık daha sözleşme imzalatma var..
Özhan Canaydın'ın Galatasaray'a en büyük ihanetidir bu sözleşme.. Ve de Gerets hakkındaki tüm fikirleri bilinirken, sırf koltuk, sırf makam uğruna, bu ihanete ortak olan Adnan Polat'ın tam tükenişidir.
53 onurlu adam, Mali Kongre'de "Sen bu kulübü yönetemiyorsun" elini kaldırdı Özhan'a..
Gerçek bir Galatasaraylı olsa, Galatasaray töresinde bu 53 elin ne anlama geldiğini bilir anında istifa ederdi. Etmedi.. Riva'nın satılmasını bekliyor istifa için.. Galatasaray gelenek ve göreneklerini yıktı ya, korkuyor.. Ne olur, ne olmaz!..
Galatasaray bir cinayetler ve ihanetler takımı oldu..
Şan olsun Kongre.. Şan olsun, çay bisküvi Divan'ı.. Şan olsun tribünler.. Şan olsun Ultraslanlar.. Şan olsun bir işe yaramayan şaşkın Platform!.. Şan olsun, pısmış oturan eski başkanlar.. Beyazıt'tan Yalman'a..
Bir kişi çıkmayacak mı, baş kaldıracak?. Bayrak açacak, öne düşecek, koskoca kulüpte.. Bir kişi.. Tek bir adam?..
Daha ne bekliyorsunuz?.
Tarihten silinmeyi mi?..
Az kaldı!..
2000'de tarih yazdılar.. 2007'de.. Nitelikli dolandırıcılık..
Özhan'ın Galatasaray'ı yedi yılda getirdiği yer budur işte.. İbret olsun!.

Bu seyirciye, bu takım çok bile!..

Bu ülkenin en zor üye olunan spor kulübüdür Galatasaray.. Bu kulübün üyeliğinden ayrılmakta bir an tereddüt etmedim. Galatasaray'ın kaderini belirleyecek oylamada, akıl ve mantıklarını değil, "Liseci" dazlaklığı içinde yıkanmış beyinlerini kullandıkları ve kullanmaya devam ettikleri için..
"Böyle bir kongrenin üyesi olmak bana gurur vermez" diye yazdım ve ayrıldım.
Galatasaray Kongresi, olup bitenlere göz yumup "Şeyh/ Mürid" oyları vermeye devam ediyor.
Salı gecesi, Galatasaray-Erciyes maçındaki Ali Sami Yen seyircisini izlerken, ilk defa "Galatasaray'da kalmanın anlamı var mı" sorusu aklıma geldi.. O Kongre'de yerim olamaz.. Peki bunların arasında olur mu?.
Gerçeklere gözlerini kapamış, oraya sadece kendini eğlendirmeye gelmiş, eğlenemeyince de, gerçek suçluların peşine düşeceğine, oradaki bir avuç Türk futbolunun pırlantasını yuhalayarak kendisini tatmin eden güruhun içinde olabilir miyim peki?.
Hasan Şaş.. Arda.. Kim bunlar?..
Biri dünün dünya çapında yıldızı.. Öbürü yarının dünya çapında umudu.. Yeteneklerini bugüne dek tüm dünyaya gösterdiler, kanıtladılar..
Bugün kötü oynuyorlar, kabul edelim.. Peki iki süper star ısrarla kötü oynuyorsa, suçlu kim, düşünmez mi kafalar?.
Galatasaray'da iyi oynayan var mı peki?.. İki maç üst üste iyi oynayan adam var mı?.
Türkiye'nin en iyi kadrosuna sahip Galatasaray, tarihin en kötü Fenerbahçe'sinin altı puan gerisindeyse.. Avrupa kupalarında iki yıldır, en rezil takımlar önünde hezimete uğrayıp yok oluyorsa.. Ligden ve Avrupa'dan sonra, kümede kalma savaşı yapan bir takımı iki maçta da yenemeyerek, kupada da siliniyorsa, bunun suçlusu kim, tribün efendileri?..
Oraya gelip maçı zerre izlemeden, 90 dakika boyu "Söyle senden başka neyim var benim" pespayeliği, çaresizliği, dilencili arabeskliğiyle şarkılar söylemenin taraftarlık olduğunu sanıyorsunuz.. Ali Sami Yen cehennemmiş.. Püf.. Alaturka gazino be orası, gelen giden eğleniyor. O seyircinin takıma zerre katkısı yok, zararı çokken.. Cehennem seyirci nasıl olur, gidin Trabzon'a bakın.. Beşiktaşlılara sorun.. Rakip takım üzerine ev sahibi seyirci nasıl baskı kurar öğrenin.. Oyunu an be an izliyor Trabzonlular.. Her başarılı hareket yapan Trabzonlu futbolcu anında alkışlanıp daha da coşturuluyor. Top Beşiktaş'a gelince, ıslık, kıyamet.. Sıkıysa topa ayağını rahat vur.. 12. Adam böyle olunur işte.. Maçı yaşayarak.. Acıklı arabesk şarkılar söyleyerek değil..
Baskı kuruyor, Ali Sami Yen seyircisi.. Rakibe değil, kendi oyuncularına.. En deneyimli olanlar bile sahaya titreyerek çıkıyorlar.. En küçük hatalarında tepki göreceklerini biliyorlar. Korkudan doğru kararlar veremiyor, doğru tercihler yapamıyorlar. Topu kullanmayı değil, toptan kurtulmayı düşünüyorlar. Böyle oyun kurulur, futbol oynanır mı?.
Galatasaray iyi değil.. Kötü.. Felaket durumda.. Tarihin en kötüsü, içerde, dışarıda.. Sadece futbolda değil, tüm sportif branşlarda..
Bu ülkeye voleybolu öğreten Galatasaray.. Sinan Erdemlerin, Değerlerin, Ayhanların, Payidarların Galatasaray'ı küme düşmemek için klasman gurubunda savaşıyor, kimsenin haberi yok.. Basketboldaki rezillik için ifade kalmadı.. Üstelik bu ülkeye basketbolu da getiren ve öğreten Galatasaray'ın başkanı basketbolcuyken..
Sportif yönden rezalet.. Peki mali yönden?..
İflas.. Kulübün elinde bir tek Riva var, kötü günler için.. Satıyorlar.. Ne karşılığı.. Bu işleri çok iyi bilen bir belediyeci, siyaset adamı üye Kemal Akar kongrede açıkladı..
"Bir tas çorbadan bize bir kaşık veriyorlar!.."
Riva bir tas.. Alanı ihya edecek, doyuracak.. Galatasaray'a düşen bir kaşık.. Galatasaray'ı bir tas da kurtarmazken niye bir kaşığa razı olunuyor, apar topar.. Yangından mal kaçırır gibi.. Çünkü bir kaşık, Özhan Canaydın'ın imzaladığı kâğıtları temizlemeye, onu kişisel borçlarından kurtarmaya yeter. Galatasaray kimin umurunda.. Bu, o demek..
2000 yılında Avrupa'nın en parlayan markası Galatasaray'ın bugün marka değeri sıfır.. Ticareti de bilmiyorlar.. Nitelikli dolandırıcılık suçlaması ile mahkemedeler üstüne üstlük..
Galatasaray'ın hallerine bakar mısınız?..
Kulübü o, futbol takımını bu hallere düşüren adam, tribünde oturamaz, lig sonuncusu Denizli maçını bitirmeden stattan kaçarken, voleybol, basketbol salonlarının yolunu bilmezken, ona ses çıkarma..
Elindeki o harika kadroyu böylesi paçavraya çeviren Gerets'i bırak.. Galatasaray'ın yarını Arda'yı yuhala..
Bunun adı Galatasaraylılık ise, benim oturup düşünmem lazım, gerçekten..

Hıncal Uluç 1 Mart tarihli Sabah gazetesindeki yazısı